22 Ekim 2012 Pazartesi

La graine et le mulet / The Secret of the Grain / Couscous / Grain and Mullet /
Balıklı Bulgur / Kuskus (2007) - Abdellatif Kechiche

La graine et le mulet / The Secret of the Grain / Couscous / Grain and Mullet / 
Balıklı Bulgur / Kuskus (2007) - Abdellatif Kechiche

Her şeyden önce filmi siz sinemasever arkadaşlarıma uzatmadan ama her şeyinden de bahsederek nasıl sunabilirim bilmiyorum, başladığım gibi de gidiyorum, cümle ya da anlatım hatası olursa affola…

İstanbul film festivalinde de gösterilen ve yine festival havasında izlenen ve son yıllarda gerçekten müthiş keyif alarak izlediğim bir dram…

Yer Tunus’lu göçmenlerin Fransızlarla bir arada yaşadığı Fransa’nın liman şehri Séte. Yönetmen bilindik göçmen hikayelerinin aksine öteki beriki olayına girmeden göçmenlik meselesini içselleştirerek anlatmakta. 

60’lı yaşlarda tersane işçisi olarak çalışan Süleyman’ın oldukça geniş bir ailesi vardır, dört çocuğu, damat,  gelin ve torunların dışında komşu ve dostları. Karısından ayrıdır ve kendisine ait bir otel işleten bir kızı olan kadınla birliktedir, otelde kalmaktadır. Yaşının ve buna bağlı olarak performansının getirdiği olumsuzlukla bir şekilde işyerinden çıkışı verilir. Çaresizdir, hem ailesine hem de birlikte yaşadığı yeni ailesine karşı sorumludur ve bir şeyler yapmalıdır.
Hurdaya çıkarılacak bir gemiyi alarak restoran yapmaya ve eski karısının Tunus’un özel bir yemeği olan kuskusla balığı burada Fransızların damak zevkine sunmak ister. Karşısına hesap etmediği ya da zorlanacağını düşünemediği bir sürü prosedürler çıkar, sermaye, belgeler, izinler vs.
Tüm ailenin el ele vererek başarmaya çalıştığı bu işte türlü aksilikler, özveriler, neşeli ve kederli anlar tüm film boyunca Süleyman’ın çevresinde olacaktır.
Oyuncularının belki de çoğu sıradan ama müthiş işler çıkarmışlar ve çok doğallar bana göre. Film 160 dakikaya yakın, bir çok noktada kurgunun yetersizliğinden söz edilebilinir bu bağlamda, son bir saatinin sizi tamamı ile içine alacağından emin olduğum filmi sıkılmadan izleyeceğinizden eminim ve hatta ilk defa mutlaka izleyin diye baskılıyorum ;)

Keyifli izlemeler efendim…

Her şeyden önce filmi siz sinemasever arkadaşlarıma uzatmadan ama her şeyinden de bahsederek nasıl sunabilirim bilmiyorum, başladığım gibi de gidiyorum, cümle ya da anlatım hatası olursa affola…

İstanbul film festivalinde de gösterilen ve yine festival havasında izlenen ve son yıllarda gerçekten müthiş keyif alarak izlediğim bir dram…

Yer Tunus’lu göçmenlerin Fransızlarla bir arada yaşadığı Fransa’nın liman şehri Séte. Yönetmen bilindik göçmen hikayelerinin aksine öteki beriki olayına girmeden göçmenlik meselesini içselleştirerek anlatmakta.

60’lı yaşlarda tersane işçisi olarak çalışan Süleyman’ın oldukça geniş bir ailesi vardır, dört çocuğu, damat, gelin ve torunların dışında komşu ve dostları. Karısından ayrıdır ve kendisine ait bir otel işleten bir kızı olan kadınla birliktedir, otelde kalmaktadır. Yaşının ve buna bağlı olarak performansının getirdiği olumsuzlukla bir şekilde işyerinden çıkışı verilir. Çaresizdir, hem ailesine hem de birlikte yaşadığı yeni ailesine karşı sorumludur ve bir şeyler yapmalıdır.
Hurdaya çıkarılacak bir gemiyi alarak restoran yapmaya ve eski karısının Tunus’un özel bir yemeği olan kuskusla balığı burada Fransızların damak zevkine sunmak ister. Karşısına hesap etmediği ya da zorlanacağını düşünemediği bir sürü prosedürler çıkar, sermaye, belgeler, izinler vs.
Tüm ailenin el ele vererek başarmaya çalıştığı bu işte türlü aksilikler, özveriler, neşeli ve kederli anlar tüm film boyunca Süleyman’ın çevresinde olacaktır.
Oyuncularının belki de çoğu sıradan ama müthiş işler çıkarmışlar ve çok doğallar bana göre. Film 160 dakikaya yakın, bir çok noktada kurgunun yetersizliğinden söz edilebilinir bu bağlamda, son bir saatinin sizi tamamı ile içine alacağından emin olduğum filmi sıkılmadan izleyeceğinizden eminim ve hatta ilk defa mutlaka izleyin diye baskılıyorum ;)


https://www.facebook.com/groups/285196264847327/permalink/484755868224698/ 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder