La graine et le mulet / The Secret of the Grain / Couscous / Grain and Mullet /
Balıklı Bulgur / Kuskus (2007) - Abdellatif Kechiche
Her şeyden önce filmi siz sinemasever arkadaşlarıma uzatmadan ama her
şeyinden de bahsederek nasıl sunabilirim bilmiyorum, başladığım gibi de
gidiyorum, cümle ya da anlatım hatası olursa affola…
İstanbul
film festivalinde de gösterilen ve yine festival havasında izlenen ve
son yıllarda gerçekten müthiş keyif alarak izlediğim bir dram…
Yer Tunus’lu göçmenlerin Fransızlarla bir arada yaşadığı Fransa’nın
liman şehri Séte. Yönetmen bilindik göçmen hikayelerinin aksine öteki
beriki olayına girmeden göçmenlik meselesini içselleştirerek anlatmakta.
60’lı yaşlarda tersane işçisi olarak çalışan Süleyman’ın
oldukça geniş bir ailesi vardır, dört çocuğu, damat, gelin ve
torunların dışında komşu ve dostları. Karısından ayrıdır ve kendisine
ait bir otel işleten bir kızı olan kadınla birliktedir, otelde
kalmaktadır. Yaşının ve buna bağlı olarak performansının getirdiği
olumsuzlukla bir şekilde işyerinden çıkışı verilir. Çaresizdir, hem
ailesine hem de birlikte yaşadığı yeni ailesine karşı sorumludur ve bir
şeyler yapmalıdır.
Hurdaya çıkarılacak bir gemiyi alarak restoran
yapmaya ve eski karısının Tunus’un özel bir yemeği olan kuskusla balığı
burada Fransızların damak zevkine sunmak ister. Karşısına hesap etmediği
ya da zorlanacağını düşünemediği bir sürü prosedürler çıkar, sermaye,
belgeler, izinler vs.
Tüm ailenin el ele vererek başarmaya çalıştığı
bu işte türlü aksilikler, özveriler, neşeli ve kederli anlar tüm film
boyunca Süleyman’ın çevresinde olacaktır.
Oyuncularının belki de
çoğu sıradan ama müthiş işler çıkarmışlar ve çok doğallar bana göre.
Film 160 dakikaya yakın, bir çok noktada kurgunun yetersizliğinden söz
edilebilinir bu bağlamda, son bir saatinin sizi tamamı ile içine
alacağından emin olduğum filmi sıkılmadan izleyeceğinizden eminim ve
hatta ilk defa mutlaka izleyin diye baskılıyorum ;)
https://www.facebook.com/groups/285196264847327/permalink/484755868224698/
Balıklı Bulgur / Kuskus (2007) - Abdellatif Kechiche
Her şeyden önce filmi siz sinemasever arkadaşlarıma uzatmadan ama her şeyinden de bahsederek nasıl sunabilirim bilmiyorum, başladığım gibi de gidiyorum, cümle ya da anlatım hatası olursa affola…
İstanbul film festivalinde de gösterilen ve yine festival havasında izlenen ve son yıllarda gerçekten müthiş keyif alarak izlediğim bir dram…
Yer Tunus’lu göçmenlerin Fransızlarla bir arada yaşadığı Fransa’nın liman şehri Séte. Yönetmen bilindik göçmen hikayelerinin aksine öteki beriki olayına girmeden göçmenlik meselesini içselleştirerek anlatmakta.
60’lı yaşlarda tersane işçisi olarak çalışan Süleyman’ın oldukça geniş bir ailesi vardır, dört çocuğu, damat, gelin ve torunların dışında komşu ve dostları. Karısından ayrıdır ve kendisine ait bir otel işleten bir kızı olan kadınla birliktedir, otelde kalmaktadır. Yaşının ve buna bağlı olarak performansının getirdiği olumsuzlukla bir şekilde işyerinden çıkışı verilir. Çaresizdir, hem ailesine hem de birlikte yaşadığı yeni ailesine karşı sorumludur ve bir şeyler yapmalıdır.
Hurdaya çıkarılacak bir gemiyi alarak restoran yapmaya ve eski karısının Tunus’un özel bir yemeği olan kuskusla balığı burada Fransızların damak zevkine sunmak ister. Karşısına hesap etmediği ya da zorlanacağını düşünemediği bir sürü prosedürler çıkar, sermaye, belgeler, izinler vs.
Tüm ailenin el ele vererek başarmaya çalıştığı bu işte türlü aksilikler, özveriler, neşeli ve kederli anlar tüm film boyunca Süleyman’ın çevresinde olacaktır.
Oyuncularının belki de çoğu sıradan ama müthiş işler çıkarmışlar ve çok doğallar bana göre. Film 160 dakikaya yakın, bir çok noktada kurgunun yetersizliğinden söz edilebilinir bu bağlamda, son bir saatinin sizi tamamı ile içine alacağından emin olduğum filmi sıkılmadan izleyeceğinizden eminim ve hatta ilk defa mutlaka izleyin diye baskılıyorum ;)
https://www.facebook.com/groups/285196264847327/permalink/484755868224698/
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder