14 Şubat 2012 Salı

Barney's Version / Benim Hikayem (2010) - Richard J. Lewis

 

Bazı filmler başından sonuna kadar sizi kolunuzdan tutar yaşadıklarınız yanında hayallerinizle de oynar durur. Hani, bir durum karşısında kalsanız, böyle yapardım diye tasarladığınız hikayelerden bahsediyorum, bir insanın yaşadığı doğru yada yanlış uzun bir hayat hikayesi. İşte bu film sizi kolunuzdan tutup toz toprak sürükleyecek bir film.
Hızla ve daha fazla yormadan…
Paul Giamatti, ilk olarak kardeşim sayesinde ulaştığım Görkemli Hayatım (American Splendor) filmi ile karşıma çıktı. O günden beridir “özellikle” başrol oynadığı tüm filmleri izlemek istiyorum. Harika bir film di. Bu filmin sonrasında “Benim Hikayem” (Barney’s Version) ile Paul Giamatti filmlerimin 2. sini izlemiş oldum. Devamı gelecek…

Paul Giamatti, herkesin tam anlamı ile tanımadığı fakat çoğu sinema severin-sevmeyenin evine konuk olmuş ünlü bir aktör olup gişede başarı göstermiş filmlerde de boy göstermiştir. Örneğin; The Hangover 2, Sihirbaz, Cinderella Man, Maymunlar Cehennemi, Vay Anam Vay, Aydaki Adam, Truman Show, Er Ryan’ı Kurtarmak ve Köstebek gibi.
Ve daha fazla yorulmadan…
Film Paul Giamatti (Barney Panofsky) ‘nin hayatından kısa bir dönemi anlatan gerçek bir hikayeden alınmıştır. Her ne kadar diğer web sayfalarında “2 kadın arasında kadan 1 adamın komik hikayesi” denilse de Barney, seçimlerinde tamamen özgür kaliyor. Arada kalmak yerine, hayat arkadaşını bulduğunu zannettiği an, malesef düğün günü asıl hayat arkadaşını görmesiyle ve anında buna karar vermmesiyle devam ediyor. Arada kalıp karar verememek gibi bir endişesi olmayan Barney, aksine etik olarak hatalı olsa da kendi dünyasında yaptığı şeyin, tüm hayatını olumlu yönde etkileyeceğini bilir ve kararının arkasında durur.
Azcık Spoiler
Evlilik konusunda pek başarılı olamayan Barney’in ilk evliliği tam bir başıboşluk ve sorumsuzluluk sonucu ortaya çıkan bir durum sonrası gelişir fakat, yaptığının yanlış olduğunu göz göre göre üzerine ilerleyecekken ilahi adalet acı da olsa onu bu hatadan alıkoyar.
İkinci evliliği ve aynı gün… Yüzükler takılmış, aileler kaynaşmış… Bir kadından istenebilen hemen hemen tüm özellikler bulunup toplanmış ve imzalar atılmışken “O” çıkar karşısına.  Henüz evli olan Barney, zamanı geri alabilme lüksü olmadığından (olsa yapacak kadar kararlıdır) yüzük parmağında hayata devam eder.
Spoiler Biter

Devam eden bu hayat kendi hayalindeki hayatı değildir aslında. O ana kadar “Bu” dediğiniz şey, bir anda ikinci plandadır ve asl olan orada bir yerlerdedir… Nerede olduğunu biliyorsun ulaşamıyorsun, tadını alıyorsun doyamıyorsun, bakıp görüyor ama konuşamıyorsun. Bir insan bu haldeyken kolayca çıldırabilir…
Filmden daha fazla bahsetmek yerine “2011 yılında izlediğim en iyi filmler arasındaydı” diyerek kendimi bu ızdıraptan kurtarmak istiyorum. İlk defa izlediğim bir film sonrası rahatsızlık çekiyorum.
Neden?
Film oldukça kaliteli, eğlenceli olmasının yanı sıra hayat ile süslenmiş, keyif verici bir senaryoyla beslenmiş ve iyi oyunculardan kurulu bir film. Böylesi güzel bir atmosferi anlatamamak, yazamamak yada içimdekileri tam olarak paylaşamamak endişesi ile yazıyorum. Umarım filmi izlemenize vesile olabilirim. Sonrasında  Paul Giamatti ismini kesinlikle tavsiye ederim. Bu arada, Dustin Hoffman‘da canlandırdığı baba karakteri ile harikaydı.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder