19 Şubat 2012 Pazar

Memento / Akıl Defteri (2000) - Christopher Nolan


Filmi ilk izleyişinizde bütün her şeyi eksiksiz olarak kavramanız imkânsıza yakın. Ama filmi izledikten sonra iyice düşünüp, yap-boz’un parçalarını tek tek yerleştirirken çok keyif alacağınızı garanti ediyorum. Kim bilir belki de filmi tekrar izlemek isteyeceksiniz.

Fakat en sonunda bulmaca tamamlanıyor ya da siz öyle sanıyorsunuz…

Filmin başı aslında sonu. Kafanız mı karıştı? Yani film başladığında sonunu görüyorsunuz film biterken de başlangıca geliyorsunuz. Ayrıca bu anlatım tekniği ile kendinizi kolaylıkla Leonard’ın yerine koyuyor ve adeta onunla özdeşleşiyorsunuz. Filmi izlerken acaba şimdi ne olacak yerine önceden ne olmuştu diyor ve her şeyi yerli yerine oturtmak için kendinizi düşünmeye zorluyorsunuz. Tıpkı Leonard gibi, kimin yalan söylediğini, kime güvenilmesi ve kime güvenilmemesi gerektiğini bilmemeniz de cabası.

“Seni unuttuğumu hatırlamıyorum.”

Filmdeki diğer iki önemli oyuncu ise  Carrie-Anne Moss ve Joe PantolianoThe Matrix’in Trinity’si olarak ünlenen Carrie-Anne Moss, filmde canlandırdığı Natalie karakteri ile sadece aksiyon filmlerinde başarılı olmadığını ispatlıyor. Yine The Matrix’de ki Cypher rolü ile hatırlayacağımız Joe Pantoliano şüphe dolu karakter Teddy’yi canlandırırken övgüyü hak ediyor.

L.A Confidential ile adını duyuran Guy Pearce, Memento’da altından kolayca kalkılamayacak bir karakteri olağanüstü bir inandırıcılıkla yorumlayarak üne kavuştu.  Fakat ne olduysa bu filmden sonra oldu. The Count of Monte Cristo ve The Time Machine ile düşüşe başlayan aktör artık filmlerde 5-10 dakika gördüğümüz biri haline geldi. İnsan bu manzara karşısında üzülüyor tabi ki ve şunu demeden de edemiyor: “Nereden nereye?!”

Daha filmin ilk dakikalarından itibaren çok farklı bir senaryo ile karşı karşıya olduğumuzu anlıyoruz. Farklı bir senaryo olduğunu anlamak kolay ama filmi anlamanız bu kadar kolay olmuyor maalesef. Hatta film gösterimde iken birçok kişi filmi anlamadığı için internet sitesinde film ile ilgili bazı açıklamalar yapılmıştı. Son derece yaratıcı bir zekânın ürünü olan bu senaryo 2002 yılında Akademi Ödüllerine “En İyi Orijinal Senaryo”  dalında aday olarak gösterilmişti ama ödülü alan Gosford Park (Tahammülü zor ve son derece sıkıcı bir film.) olmuştu.


“Bir şeyleri hatırlamıyor olmam yaptıklarımı anlamsız kılmaz.”

Ve vücudunda ki dövmeler ona her aynaya baktığında unutmaması gereken bir gerçeği hatırlatır…

Karısının öldüğü gün başından yaralanan Leonard Shelby, karısının ölümünden önceki olayları detaylarına kadar hatırlamasına rağmen on beş dakika önce nereye gittiğini, kiminle konuştuğunu, kime güvenip kime güvenmemesi gerektiğini hatırlamamaktadır. Bu eksikliğini sistemli bir şekilde gidermeye çalışır. Sürekli yanında gezdirdiği polaroid fotoğraf makinesi ile yeni tanıştığı insanların fotoğraflarını çeker ve fotoğrafların arkasına onlar ilgili bilgiler yazar. Hatırlamak için her şeyi not alır.

Los Angeles. Pahalı kıyafetler giyen ve son model bir Jaguar kullanan Leonard Shelby (Guy Pearce), ucuz motellerde bol paralı bir yaşam sürmekte olan eski bir sigorta müfettişidir. Yaşamının tek bir amacı vardır. Karısına, tecavüz edip öldüren adamı öldürmek…

“Berbat bir şey olmalı. Her şey geriye doğru sanki belki bir sonraki yapacağın şeyi biliyorsun. Ama ondan önce ne yapmış olduğunu bilmiyorsun.”

1990 yılında Penny Marshall tarafından çekilen ve Robert De NiroRobin Williams ikilisinin başrolde olduğu Awakenings (Uyanışlar).

1999 yılında Irwin Winkler tarafından çekilen Val Kilmer’lı At First Sight (İlk Görüşte Aşk).

Bu hastalık, ünlü Nöroloji Profesörü Oliver Sacks‘in gerçek hayattaki hastalarıyla ilgili yazdığı The Man Who Mistook His Wife for a Hat adlı kitabında da geçiyor. Bu kitapta Oliver Sacks, Anterograde Amnesia hastaları hakkında bilgiler veriyor. Hatta kitapta geçen hastalardan birinin ismi “Jimmy G.”. Christopher Nolan‘ın filmde kullandığı John G. ve Jimmy G. isimlerini buradan alıntı yaparak seçtiğini tahmin edebilirsiniz. Ayrıca Oliver Sacks’ın kitaplarından direk olarak uyarlanan iki film var;

Anterograde Amnesia, beynin en az üç değişik bölgesinde meydana gelen hasarlar sonucu oluşuyor. Bunlardan en önemlisi beyindeki hippocampus adı verilen bölgede meydana gelen hasar. Bu bölgede meydana gelen bir hasar, hiçbir yeni bilginin buradan geçememesi ve hafıza olarak depolanamaması anlamına gelir. Ancak daha önce depolanan bilgiler bir zarar görmediği için hasta hasardan önceki olayları rahatlıkla hatırlar.

Memento, Jonathan Nolan tarafından yazılan Memento Mori* adlı kısa hikâyeden abisi Christopher Nolan tarafından uyarlandı. Filmde Guy Pearce‘ın oynadığı Leonard Shelby‘nin kısa dönemde yeni hafıza oluşturamama hastalığı var. Gerçekte de var olan bu hastalığın bilimsel ismi “Anterograde Amnesia“.

Christopher Nolan, 1998’de henüz 28 yaşında iken tanınmamış oyuncularla ve siyah beyaz çektiği Following ile büyük bir başarıya imza atmıştı. Bu ilk uzun metraj filmle kariyerine olumlu eleştiriler alarak başlayan genç yönetmen, 2 yıl sonra çektiği Memento ile sinema dünyasında kendine hatırı sayılır bir yer edindi.(sivrisinema.com'dan)

https://www.facebook.com/photo.php?fbid=10150593507483929&set=o.285196264847327&type=3&theater

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder