8 Ocak 2012 Pazar

La meglio gioventu / The Best of Youth / Gençliğin En İyisi (2003) - Marco Tullio Giordana

 

1966 yılından 2000lere uzanmak ve bir ailenin başından geçen olayların perde arkasında İtalya tarihini ve kültürünü daha yakından tanımak için Giordana’nın La meglio gioventù filmine bir göz atalım:
Film, Matteo ve Nicola ismindeki iki gencin hayat serüveninin arkasında İtalya’ya dair pek çok bilgi veriyor bizlere aslında. Bu iki kardeş zıt karakterlerini tüm film boyunca seyirciye yansıtıyorlar. Nicola hayat dolu, sempatik biriyken Matteo son derece içine kapanık, asosyal, insanlara sevgisini gösteremeyen bir kişi olarak çıkıyor karşımıza. Matteo edebiyat eğitimi alırken Nicola tıp eğitimi görmekte ve mezuniyetten sonraki çalışmalarını psikiyatri alanında sürdürmeyi düşünmektedir. Bu iki kardeş Roma’da yaşamakta ve okulu bitirdikleri sene arkadaşlarıyla birlikte maceralı bir yolculuğa çıkmaya hazırlanmaktadırlar. Fakat tüm planları Matteo’nun Giorgia adındaki kızla tanışmasıyla değişir.

Giorgia bir klinikte tedavi görmektedir. Matteo’nun yolu bu kliniğe düşer ve burada Giorgia ile tanışır. Ona olan ilgisi zamanla artmaya başlar. Vücudundaki bazı izlerden şüphelenip bu durumu Nicola ile paylaşır ve Giorgia’ya elektroşok verildiğini tespit ederler. Bu yüzden Matteo Giorgia’yı kaldığı klinikten gizlice çıkarıp ailesine götürmeye karar verir, Nicola da ona eşlik eder.

Yolculuklarına Giorgia’yı ailesine teslim ettikten sonra devam etme kararı alırlar. Fakat işler yolunda gitmez, Giorgia’nın problemli bir ailesi vardır, onu orada bırakamazlar ve maalesef yolda görevlilerle karşılaşırlar. Giorgia ile yolları ayrılır. Nicola yolculuğa devam etme kararı alırken Matteo onu yanlız bırakır ve ani bir kararla doğruca askere gider. Nicola hayalini kurduğu tatile başlar ve gençlik dönemimin en güzel günlerini çeşitli ülkeler gezerek geçirir. Norveç’te çalışmaya başlar, ara ara Matteo’ya mektup gönderir, neler yaşadığını paylaşır kardeşiyle.

1966 kasım ayında Floransa’daki Arno nehri taşar ve İtalya’nın pek çok bölgesinden Floransa’ya akın eder gençler. O dönem Norveç’te olan Nicola da ülkesine dönüp yardım ekiplerine katılmaya karar verir. Askeri birlikler de görev sebebiyle Floransa’da olduklarından Matteo ile burada karşılaşırlar. Tesadüf bu ki birlikte yolculuğa çıkmayı planladıkları Carlo ve Alberto’yu da burada görürler. Yardım amaçlı Floransa’ya gelen bir diğer genç ise Giulia’dır. Yardımsever gençler yemek arası verdikleri bir esnada Giulia orada bulunan piyanoyu çalmaya başlar. Nicola Giulia’dan oldukça etkilenir. Giulia Torino’dan gelmektedir, orada matematik eğitimi almaktadır. Nicola ani bir karar alır ve eğitimine Torino’da devam edeceğini söyler.  Giulia ile birlikte soluğu Torino’da alır, arkadaşı Carlo da onunla gelir.

1968 şubat ayıdır. Ana karakterlerin serüvenlerinin arkasında bir yandan da 1968 dönemi (il sessantotto) öğrenci hareketlerini görürüz Torino’da. Filmin birinci bölümü burada sona erer.
La meglio gioventù, Pasolini’nin bir şiir derlemesinin adıdır. Gençlik, hayatın en güzel dönemidir. Hayatı tamamen değiştirebileceğimize inandığımız, ideallerimizin peşinden sonuna kadar koştuğumuz, mantığımızın değil yüreğimizin sesini dinlediğimiz, binbir maceraya atıldığımız, hayatın güzelliklerini sonuna kadar yaşamayı hedeflediğimiz en güzel dönemdir…

Filmin ikinci bölümü 1974 ilkbaharı Torino’daki polis-öğrenci olaylarıyla başlıyor. Olaylardan kaçan Nicola ve Giulia bir eve sığınıyorlar, bu bölümde Giulia’nın hamile olduğunu öğreniyoruz. Olaylar süregelirken Matteo’nun samimi arkadaşı Luigi protestocular tarafından fena halde tartaklanıyor ve hastanelik ediliyor. Arkadaşının durumuna üzülüp intikam hırsıyla dolan Matteo, önüne geleni coplamaya başlıyor. Sonunda Sicilya’ya sürülüyor.

Nicola ve Giulia’nın bebekleri Sara dünyaya geliyor. Torunlarını görmek için Roma’dan Torino’ya gelen Carati ailesini oldukça heyecanlı görüyoruz. Fakat Nicola’nın babası oğlu evlenmeden çocuk sahibi olduğu için bir yandan da söyleniyor. Bu kısımda Nicola’nın annesi önemli bir bilgiyi oğlu ile paylaşıyor: babasının hastalığı.

Nicola’yı hastaları ile beraber adalet savaşı verdiği mahkeme sahnesinde görüyoruz. İşkence gören akıl hastalarının başlarından geçenleri anlattıkları sahneler gerçekten çok üzücü. Ama haklı davalarını kazanıyorlar ve kendilerine ciddi acılar yaşatan kişinin ceza almasını sağlıyorlar. Bu davanın bir diğer önemi ise İtalya’da bir ilk olması!
Carlo, Nicola, babası ve ablası Giovanna yemeğe çıkıyorlar. Yemekten sonra Carlo eğitim göreceği İngilteye’ye uçuyor.
Matteo’yu Palermo’da görüyoruz. Bavulunda kitaplarıyla Sicilya’ya gelmiş ilginç bir karakter olarak çıkıyor üstlerinin karşısına. Sicilya’da ne aradığını sorduklarında cevabı ‘kurallar’ oluyor. Karşı taraftan gelen cevap ise o dönemin Sicilya gerçeklerine uygun bir cevap: ‘Sicilya herkesin kendi kurallarını koyduğu bir krallıktır.’* Matteo Palermo’da Mirella ismindeki fotoğrafçı kız ile tanışıyor. Fakat ilginçtir ki kendisini ona Nicola olarak tanıtıyor. *Sicilya’da geçen kısımlarda o dönemin bir Sicilya gerçeği olan ‘Görmedim, duymadım, bilmiyorum.’ sahnelerini sıklıkla görüyoruz.
Nicola ile Giulia’nın ilişkilerinde bazı sorunlar baş gösteriyor. Çocuğuna karşı sorumluluklarını yerine getirmeyen Giulia, sonunda o dönemin aşırı sol grubu olarak bilinen Brigate Rosse (Kızıl Tugaylar) eylemcilerinden biri oluyor ve evini, ailesini terk ediyor. *Hemen bir ek bilgi vereyim: İtalya’da 1960-1980 yılları arası ‘Anni di Piombo’ olarak geçiyor. Bu yıllarda, Aldo Moro cinayetine kadar sürüklenen terör olaylarını görüyoruz.
Nicola klinikleri teftiş ederken çok kötü durumda olan hastalarla karşılaşıyor ve onların içinde Giorgia’yı da görüyor. Onunla iletişim kurmaya, ona yardım etmeye çalışıyor. Matteo’ya onu bulduğunu haber ediyor. Matteo önce Roma’ya uğruyor, ailesini uzaktan izliyor. Oradan Torino’ya, Giorgia’nın yanına gidiyor.

Bu bölümün en üzücü olayı hiç kuşkusuz babalarının ölümü. Tüm aile Roma’da, babalarının cenaze töreninde bir araya geliyor. Matteo’yu ilk kez ağlarken görüyoruz. Buarada kızkardeşleri Francesca ile arkadaşları Carlo arasında bir yakınlaşma oluyor; ikili 1980 ilkbaharında evleniyorlar. Düğün sırasında Nicola ve arkadaşı Alberto arasında bir konuşma gerçekleşiyor. Dönemin önemli olaylarından FIAT’ın yeniden yapılandırılmasının filme yansımalarını görüyoruz.

*Yine ek bilgi vermek gerekirse: FIAT yeniden yapılandırma stratejisi sebebiyle 1980-1983 yılları arasında yaklaşık 36.000 işçinin işine son vermiş, üretimin yoğunlaştırılmasına önem vererek teknolojik gelişmeleri takip etmiş ve küresel pazardaki yerini yukarılara taşımıştır. Tabi binlerce işçinin işinden oluşunun İtalya’daki yankıları büyük olmuştur.
Filmin bu bölümü, keyifle dans eden mutlu insan yüzleriyle sona eriyor.

Filmin 3. bölümü 1982 yazı, Torino’da başlıyor. Sara annesinin yokluğu sebebiyle oldukça üzgün; babasına onun ölüp ölmediğini soruyor. Annesi Giulia bu bölümde esmer bir kadın olarak çıkıyor karşımıza. Çalışma masasında kendi adına düzenlenmiş pek çok pasaport görüyoruz. Kapı zili çaldığında tedirgin davranışı ve elindeki silah yasal olmayan bazı şeylerle uğraştığının açık bir göstergesi. Komşusunun kızının adının da Sara olması Giulia’ya kızını anımsatıyor. Ertesi gün Nicola’nın arkadaşlarından Alberto’nun yanına gidiyor ve Sara’yı görmek istediği notunu bırakıyor. Nicola Sara’yı müze ziyaretine götürüyor. Burada Giulia kızı Sara’yı uzaktan da olsa görüyor. Müze görevlilerinin radyoda dünya kupası finalini dinlediğini ve galibiyete oldukça sevindiğini görüyoruz.
*1982 yılı Dünya Kupası şampiyonu İtalya olmuştur.
Bölüm 1983 sonbaharı Roma görüntüleriyle devam ediyor. Matteo bu sefer de Roma’ya taşınmış, kendisi için bir ev kiralamıştır. İşin ilginç yanı Roma’da olmasına rağmen gidip ailesini ziyaret etmez. Ablası Giovanna onu görmeye gelir, haliyle tartışırlar. Matteo yeni iş yerinde, aranan kişilerin eşkalleri arasında Giulia’nınkini de görür… En yakın dostu aslında yine kitaplarıdır, bu yüzden kütüphanenin yolunu tutar. Burada Sicilya’da iken tanıştığı Mirella’yı görür. Aralarında bir yakınlaşma olur ve birlikte olurlar.

Giulia terör faaliyetleri gösteren bir örgüt üyesidir. O yıllar İtalya’da politikacılar, hakimler ve savcılar zor durumdadır, can güvenlikleri konusunda sıkıntılar yaşanmaktadır. Giulia’ya verilen son görev devlet bünyesinde önemli bir görevde olan Carlo’nun icabına bakmaktır. (Carlo’yu önceki bölümlerden hatırlıyoruz. Eğitim için İngiltere’ye gitmiş, daha sonra ise Nicola’nın kız kardeşi Francesca ile evlenmişti. Bu bölümde çocuk sahibi olduklarını görüyoruz.) Giulia bu işten sıyrılmaya çalışsa da beceremez, bu yüzden en azından Francesca’yı uyarmak ister. Carlo ve çocuklarla birlikte yurtdışına taşınmalarını söyler. Carlo elbette kaçışı kabullenmez. Elinden gelen tek şey korumalarla dolaşmak olur.

Matteo Mirella’ya söz vermesine rağmen buluşmaya gitmez. Yılbaşı gecesi olmasına rağmen işinin başındadır. O gün Mirella polis teşkilatına gelir. Matteo’nun adının Nicola olmadığını bilmektedir. Onun mühendis değil de polis olduğunu da öğrenmiştir. Aslında Matteo ile paylaşmak istediği önemli bir haber vardır: Hamile oluşu. Fakat o akşam Matteo ona oldukça ilgisiz davranır, agresif tavırlar sergiler. Sonra pişmanlık duyup arasa da Mirella telefonuna cevap vermez. Matteo ani bir karar alıp yılbaşı gecesi ailesini ziyarete gider. Tüm aile keyifle vakit geçirmektedir. Annesi oğlu geldiği için çok sevinmiştir. Fakat Matteo ketum bir karakterdir. Kimseye haber vermeden gizlice ayrılır yılbaşı kutlamasından. Evine gelir, Mirella’yı tekrar arar. Mirella son anda telefona cevap vermek ister ama yetişemez. Matteo televizyondaki yılbaşı kutlamalarını izler, ‘mutlu yıllar’ der ve birden balkona yönelip aşağı atlayarak intihar eder.

Matteo’nın ölümü herkesi üzer. Özellikle bu durumdan çok etkilenen annesi işinden ayrılma kararı alır. Nicola, ablası Giovanna ile annelerinin durumunu konuşur ve ona göz kulak olmaları gerektiğini söyler. Fakat Giovanna görev sebebiyle Sicilya’ya gideceği bilgisini verir.
*Sicilya o dönem kimsenin gitmek istemediği bir yerdir. Giovanna oradakilerin de devlete ihtiyacı olduğunun bilincindedir ve gitme kararı alır.
Giovanna ile Nicola eski günleri anımsarlar. Nicola 1968 yılında Norveç’ten bir kart göndermiştir ablasına. Arkasına şöyle yazmıştır: ‘Var olan her şey güzeldir.’ Filmin bu sahnesi oldukça manidar. Giovanna hâlâ buna inanıp inanmadığını sorar kardeşine. Nicola inanmadığını söyler. Böyle bir cümle hiç kuşkusuz ancak hayatı tozpembe gördüğümüz ve ideallerimizin peşinde koştuğumuz gençlik döneminde kurulabilir.
Nicola, Giulia birilerinin öldürmeden ya da kendisine bir zarar vermeden önce onu tutuklatmak  ister. Giulia kızı Sara’yı tekrar görmek için Kolezyum’da olacağı bilgisini vermiştir. Polis buluşma yerinde Giulia’yı yakalar.  Nicola bunu onun iyiliği için yapmıştır.

Hapiste onu ziyaret eder ve evlenme teklifinde bulunur. Giulia’nın tek düşündüğü kızı Sara olur, onu görmek ister. Sara annesini hatırlar, onu hiç unutmamıştır. Saçlarının eskiden sarı olduğunu söyler, annesi gülümser. Bölüm burada sona erer.

La meglio gioventù’nun 4. ve son bölümü 1992 ilkbaharından 2002 yılı yazına kadar uzanıyor ve bölüm boyunca seyirciye bazı hoş sürprizler eşlik ediyor. Bu bölümde yaşananlar şöyle:
Giulia hapistedir.Tek kişilik hücresinde kalmakta, kendisine gönderilen mektupları okumaktadır. Nicola’nın hâlâ kendisine ilgi duyduğu ve yanında olmaya çalıştığı bellidir. Ona müzik kitapları gönderir ve onları sadece kendisinin okuyabileceğini (!) söyler. (Hatırlayacağımız üzere Nicola, Giulia piyano çalarken ondan oldukça etkilenmiş ve aşkları böyle başlamıştı.)

Kızları Sara 18 yaşında bir genç kızdır artık. Babası ile ufak bir tartışma yaşarlar. ‘Kendi hatalarını başkalarına ödetenlerden nefret ediyorum.’ sözü manidardır, annesine öfke duymaktadır. Babasının annesinden vazgeçmesini ve hayatına yeni bir yön vermesini ister.
Nicola işi sebebiyle Milano’ya gitmek durumunda kalır. İntihara kalkışan eski bir devlet görevlisi ile görüşmesi gerekmektedir. İkili arasındaki diyaloglar manidardır.
*1992 yılının İtalya Tarihinde önemli bir yeri vardır: 90’lı yıllarda İtalya’da politikadan finans dünyasına pek çok alanda yolsuzluklar görülmekteydi. Özellikle Milano savcıları olaya el koydu ve çürümeye uğramış pek çok alanda görev alan kişiler deşifre edildi. Bu dönemin en önemli ismi savcı Antonio di Pietro oldu. Mani Pulite (temiz eller) adı verilen soruşturma ile birlikte pek çok devlet görevlisinin gerçekleştirmiş olduğu yasal olmayan şeyler su yüzüne çıkarılmıştır. Bu dönemin en önemli cümlesi şu olmuştur: ‘Tangente, tangente e i diritti della gente?’ Yani rüşvet kınanmış ve halk kendi haklarının gözetilmesi konusunda ayaklanmıştır.
Nicola Milano’da görevini tamamlamış arabasına binmekteyken sokakta bir fotoğraf sergisinin ilânını görür. İlândaki fotoğrafta Matteo’nun gözleri vardır. Nicola hemen sergiyi ziyarete gider. Fotoğrafın sahibi Mirella Utano’dur. Nicola bir katalog alır ve Torino’ya döner. Fotoğrafı Giorgia’ya da gösterir. Giorgia kesinlikle Mirella’yı bulması gerektiğini söyler.

Nicola buna önce sıcak bakmaz. Ama sonra tekrar galeriye gider ve gerekli iletişim bilgilerini aldıktan sonra Sicilya’da yaşayan Mirella ile konuşmaya gider. 1992 Mayısında Palermo’da hoş olmayan olaylar yaşanmaktadır. Yargıç Giovanni Falcone öldürülmüştür.
*1992 yılı, 23 Mayıs günü, mafyaya karşı verdiği mücadele ile tanınan İtalyan Yargıç Giovanni Falcone mafya tarafından öldürülmüştür.
Nicola, Mirella ile görüşür. Mirella, Matteo ile yaşadıklarını anlatır ve Andrea adında 8 yaşında bir oğlu olduğunu da ekler. Nicola Roma’ya geçer ve annesine olanları anlatır. Birlikte Sicilya’ya giderler. Andrea ile çok iyi anlaşan babaannesi tekliflerini kırmaz ve onlarla birlikte yaşamaya karar verir.

1995 ilkbaharında Carlo, Toscana Bölgesi’nde eski bir ev bulmuştur. Yakın arkadaşları Vitale ve Nicola’ya heyecanla evini gösterir. Vitale’den evin tamir edilmesi konusunda yardım ister. Dökülmekte olan evle önce dalga geçseler de tâdilattan sonra harika bir yapı ortaya çıkaracak, tüm ailenin birlikte keyifle vakit geçirmesini sağlayacaklardır. Bu esnada gazetede yer alan haberi görürler: Giulia salıverilmiştir. Giulia hapisten çıktığında yaptığı ilk iş kızını görmek olur. Ama ona uzaktan bakar. Sadece Francesca’ya haber vermiştir çıktığını.
Sicilya’dan annesinin ölüm haberini alan Nicola soluğu adada alır. Mirella ile aralarında bir yakınlaşma olur ama ikisi de bu durumu saklamaya çalışırlar.
2000 yılı baharına uzandığımızda tüm filmdeki karakterleri Carlo’nun evinde görürüz. Nicola, Andrea ile keyifli bir sohbete koyulur. Andrea ona Ermione’den bahseder… Sara babası ile konuşmak ister. Annesinden bir mektup almış ve Floransa’daki kütüphanede çalıştığını öğrenmiştir. Babasının da teşvikiyle soluğu annesinin yanında alır. Annesi ile bebek beklediği haberini paylaşır… Mirella ile Nicola arasında ise tekrar bir yakınlaşma olur ve ikili duygularına daha fazla karşı koyamaz.

Filmin finali de oldukça güzel ve anlamlı: Andrea kız arkadaşı Ermione ile birlikte Norveç’tedir. Yıl 2002, mevsimlerden yaz… Nicola ile Matteo Capo Nord’a (North Cape) gitmek konusunda başarısız olmuştu, sonunda bunu Andrea’nın yaptığını görmek keyif verici. Andrea Nicola’ya yazdığı mektubu şöyle bitiriyor: ‘Tutto è veramente bello.’ ( Her şey gerçekten güzel.)

Gençlik hiç kuşkusuz insan hayatının en güzel dönemi; bu filmde bu gerçek başarıyla işlenmiş. Her zaman genç kalmak dileğiyle… İyi seyirler…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder