13 Ocak 2012 Cuma

The Kid With a Bike / Le gamin au vélo / Bisikletli Çocuk (2011) - Jean-Pierre Dardenne / Luc Dardenne

 

Filmde babasi tarafindan terk edilen ve bunun agirligini gunluk yasantisinda fazlaca hisseden bir cocugun (Cyril) dramina taniklik ediyoruz. Cyril, babasi tarafindan gecici bir sureyle yetimhaneye birakilan bir cocuktur. Her ne kadar o yetimhane’de gecici bir sure kalacagina inansa da, borc icinde yuzen sorumsuz babasinin gercek amaci ondan tamamen kurtulmaktir. Cyril yetimhaneden kacip umutsuzca babasini ararken karsina genc bir kadin, Samantha cikar. Samantha ile karsilasmasi, Cyril’i farkli ve tehlikeli dunyalara sokacagi gibi,  hayatinin kurtulmasinda bir donum noktasi olacaktir.
Filmin adindan da anlasilacagi uzere Cyril kadar bisikleti de filmin merkezinde yer aliyor. Siyah bisiklet, Cyril’i hayata baglayan ve farkli yasantilara surukleyen bir unsur olmasinin yani sira, babasina ulasabilmesi icin onemli bir arac olarak da karsimiza cikiyor. Ozetle filmin seyrinde onemli rol oynuyor.
Samantha rolundeki Cecile De France, filmde basarili bir performans ortaya koyuyor fakat genc kadinin hikayesinde ciddi bosluklar da goze batiyor. Ornegin hangi sebepten dolayi Cyril’e bir anne sevkati ile yaklastigini  film boyunca ogrenemiyoruz. Yonetmen, Samantha’nin yasantisini geri planda tutarak, sorunlu cocuk figurunu ve yasadigi sikintili hayati on plana cikartmayi amaclamis denilebilir. Fakat ben yonetmenin yerinde olsam, genc kadinin hikayesini flasbackler ile izleyiciye biraz daha detayli sunar ve bu sekilde filmin dram dozunu biraz daha arttirmayi tercih ederdim.  Bu sekilde hikayeyinin gercekciligi de bir nebze artmis olurdu.
Yonetmen, senaryonun hizli gelismesi adina bazi kritik sahneleri kurban ettigini dusunuyorum. Ornek vermek gerekirse; Cyril  ile Samantha’nin ilk karsilastiklari sahne, Samantha ile sevgilisinin Cyril yuzunden ayrildiklari sahne ve Cyril’in bir hirsizlik olayina karistigi sahne maalesef gercekcilikten uzak ve biraz zorlama olmus. Bir ust paragrafta bahsettigim noktalarla beraber bu sahneler mukemmele yakin senaryonun nazar boncuklari olarak gorulebilir.Yonetmen muzikleri filmin icine cok akillica yerlestirmis. Filmin genelinde pek fazla muzik yer almiyor. Ozellikle Cyril’in hassas ic dunyasini gordugumuz ve hayal kirikligina ugradigini hissettigimiz sahnelerde (babasinin onu istemedigini soyledigi sahne ve ozellikle filmin final sahnesi ) dokunakli melodiler on plana cikiyor. Yonetmenin bu tercihinden hareketle, muzik silahi ile izleyiciyi etkileme kolayligina kacmamis oldugunu da rahatlikla soyleyebiliriz.
Yonetmen filmde hareketli kamera cekimlerine agirlikli olarak yer vermeyi tercih etmis. Bu sekilde Cyril’in zaman zaman heyecan dozu yuksek hikayesini daha dinamik bir sekilde izleyiciye aktarmayi amaclamis diyebiliriz.
Filmin finalinde ise, kucuk yasta buyuk sikintilar ve hayal kirikliklari yasamis bir cocugun teslimiyetciligini goruyoruz ve bu sahne de filmin duygusal anlamda zirvesi olarak gorulebilir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder