Festen / The Celebration / Şölen (1998) - Thomas Vinterberg
Festen,
1998 Danimarka – İsveç ortak yapımı bir film. Yönetmeni Thomas
Vinterberg. İzlediğim en çarpıcı filmlerden biri ve bence bir başyapıt.
Spoiler vermeden bu film nasıl tanıtılır diye düşünüyorum.
Her anı o kadar dolu, o kadar gerilim yüklü ki, söze nereden
başlayacağıma karar veremiyorum. En iyisi, henüz izlememiş olanları
filmin sürprizli gelişmelerinden yoksun bırakmamak ve sadece ana
temasından bahsetmek.
Hali vakti yerinde, saygın ve köklü bir
ailenin babasının 60. doğum günü kutlanacak ve bunun onuruna bir şölen
verilecektir. Baba, hanımefendi eş ve farklı şehirlerde yaşayan ailenin
üç çocuğu şölene davetli şık giysili saygıdeğer konuklarıyla bir araya
gelirler ve şölen başlar. Bu çok elit ortamda, uzun yemek masasında ilk
konuşmayı ailenin büyük oğlu Christian yapar. Sakin bir ses tonuyla ve
bilindik bir açılışla başlayan konuşma gittikçe ilginçleşir ve inanılmaz
bir yöne doğru ilerler. Konuşma soğuk duş etkisi yapmıştır. Anne
devreye girer ve sakin, korumacı bir üslupla Christian’dan bir özür
konuşması yapmasını ister. Christian ikinci defa söz alır ve bu kez daha
da şok edici bir konuşma yapar. Söyledikleri yenilir yutulur şeyler
değildir. Bundan sonrası ise tam bir kaostur. Bu kaotik ortamda acımasız
bir hesaplaşma başlar, birbirinden sert gerçekler suratlara çarptıkça
kontrol kaybolur.
Film çok etkileyici, çok sarsıcı, çok
çarpıcı. Bir an bile izlediklerinizden bakışlarınızı alamıyorsunuz,
dikkatinizin bir an bile dağılmasına izin vermiyor, en başında sizi
yakalıyor ve bir daha bırakmıyor. Bittikten sonra kendinizi ekrana boş
boş bakarken bulabilirsiniz. Dayak yemiş hissine kapılabilirsiniz ve
bunda çok haklı olacaksınız zira film baştan sona izleyiciye dayak
atıyor.
O yere göğe sığdıramadığımız toplumsal değerlerin, o
dokunmaya kıyamadığımız kutsal aile zırhının nasıl da delinebilir, hatta
parçalanabilir olduğunu görmek içinize dokunacak.
Anlattıklarının hazmedilmesi son derece zor bir film Festen. Bir diğer
hazmı zor yanı ise çekim özellikleri. Bu yönünü belki
yadırgayabilirsiniz, belki de çekim kalitesini düşük bulabilirsiniz ama
bu durum Hasibe’nin de sözünü ettiği “Dogma 95” prensipleri gereği
bilerek ve özellikle sağlanmış bir durum.
Unutulmaz bir film bu, sıkıysa izlemeyin…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder